Mustafa Çalık Öldü mü? — Bir Forumun En Sessiz Gecesi
O gece forumda sessizlik hâkimdi. Herkesin avatarı griye dönmüş, yazılar eski başlıkların altına sinmişti. Saat 23:47’de “GölgeYazar” adlı bir kullanıcı yeni bir konu açtı:
> “Arkadaşlar… Mustafa Çalık öldü mü?”
Kimse cevap vermedi önce. Sonra ekranın altındaki ‘yazıyor…’ ibaresi belirdi. Ve forumun en eski üyelerinden “BirDemliÇay” söze girdi.
---
1. Mesaj: Sessizliğin İçinden Gelen Hikâye
“Bir zamanlar Mustafa Çalık diye bir adam vardı,” diye başladı BirDemliÇay.
“Biz onu burada tanıdık, forumun en sade, en az konuşan ama en çok düşünen adamıydı. Çoğumuz tartışırken o strateji kurardı. Bir cümle yazar, sonra günlerce sessiz kalırdı. Ama o tek cümle herkesin fikrini değiştirirdi.”
BirDemliÇay’ın yazısı ilerledikçe, sayfaya bir melankoli çöktü. Kimse cevap yazmadı ama herkes okudu.
---
2. Mesaj: Erkeklerin Mantığı, Kadınların Kalbi
Araya “MaviPapatya” girdi:
> “Onu ben de hatırlıyorum. Hep soğukkanlıydı. Her şeyin çözümünü akılla arardı. Ben duygularla konuşurdum, o planla yanıt verirdi. Bir keresinde, ‘Empati seni dinletir, strateji seni değiştirir’ demişti. O söz hâlâ aklımda.”
Forumun kadın üyeleri genelde Mustafa’nın bu yönüne sinir olurdu. Onların gözünde o bir satranç oyuncusuydu; duyguların değil, hamlelerin adamıydı. Ama yine de, kimse onu reddedemezdi.
Kadınlar hisle yaklaşır, erkekler akılla çözmeye çalışırdı burada. Bu forum sanki iki dünyanın sessiz çekişmesiydi.
---
3. Mesaj: Kaybolan Bir Akıl, Kalan Bir Hikâye
“Yalnız bir gün…” diye devam etti “GeceBekçisi”.
“Bir gün Mustafa, ‘Artık konuşmanın anlamı yok,’ dedi.
O günden sonra yazmadı. Hesabı silindi mi, kendisi mi sildi, bilmiyoruz.”
Forumda o gün kimse yeni konu açmadı.
Bir erkek stratejisini tamamlamış, bir kadın yarım kalmış bir cümle gibi hissetmişti.
Mustafa yoktu, ama her konu başlığında onun mantığı, onun sessizliği kalmıştı.
---
4. Mesaj: Strateji ile Empatinin Çatışması
Yeni bir kullanıcı, “AnalitikAdam” nick’iyle yazdı:
> “Mustafa yaşasaydı bu kadar duygusal konuşmazdınız. Ölüm dediğiniz şeyin bile bir nedeni vardır. İnsanlar kaybolmaz; sadece farklı bir çözüm yolu bulurlar.”
Bu yazıya “MaviPapatya” hemen cevap verdi:
> “Senin gibi düşünenler, hep kayıpları hesapla ölçüyor. Oysa bazen birini hatırlamak bile stratejinin dışında kalmalı. Kalp, denklem tutmaz.”
O anda forum ikiye bölündü.
Erkekler, mantığın ışığında konuştu;
Kadınlar, kalbin sıcaklığında direndi.
Ve herkes bir Mustafa Çalık anısı anlattı:
Kimine göre bir dosttu, kimine göre bir bilge, kimine göre bir muamma.
---
5. Mesaj: “Belki Ölmedi, Sadece Çekildi”
Forumun en gizemli üyesi “SessizHarita” sabaha karşı yazdı:
> “Birini kaybetmekle, birinin sessizliğini duymamak aynı şey değildir. Mustafa ölmedi belki. Sadece konuşmamayı seçti.”
Bu mesajın ardından sayfa bir kez daha canlandı.
Bazıları onun gerçekten öldüğüne, bazıları ise başka bir kimlikle hâlâ forumda olduğuna inanıyordu.
“Belki de aramızda,” diyenler oldu.
Ve her yeni kullanıcıya şu soru soruldu:
> “Sen Mustafa mısın?”
---
6. Mesaj: Mantığın Ardında Kalan Boşluk
“Zekâ bazen yalnız bırakır insanı,” yazdı “GeceBekçisi”.
“Mustafa her şeyi çözmeye çalıştı. Ama insan kalbini çözemezsin. Kadınların hissettiği o duygusal ağ, erkeklerin stratejik zekâsını bile sarıp boğar. Belki de bu yüzden gitti.”
BirDemliÇay tekrar yazdı:
> “Bir gün bana demişti: ‘Her çözüm bir kaybı gizler.’
> Şimdi düşünüyorum da, belki de kendi kaybını çözmeye çalışırken yok oldu.”
Forumun içinde derin bir sessizlik oldu. Sanki herkes kendi Mustafa’sını kaybetmişti.
---
7. Mesaj: Kadınların Kalbinde, Erkeklerin Akıl Defterinde
Kadın üyeler, Mustafa’nın yokluğunu duygusal bir yara gibi taşıdı.
Onlar için o, bir “duyulmayan ses”ti.
Erkek üyeler içinse, bir “çözülemeyen denklem”.
Bir gün forumun arayüzü değiştiğinde, eski başlıklar silindi.
Ama “Mustafa Çalık öldü mü?” başlığı kaldı.
Silinmedi.
Çünkü her yeni tartışma o sorunun altına dönüyordu:
Yaşamak mı önemliydi, yoksa iz bırakmak mı?
---
8. Mesaj: Son Söz
“BirDemliÇay” son kez yazdı:
> “Mustafa belki öldü, belki de sadece kendi sessizliğine sığındı.
> Ama biz burada, onun bıraktığı stratejilerle, onun açtığı duygusal yarıklarla yaşıyoruz.
> Erkek aklının soğukluğu, kadın kalbinin sıcaklığı arasında bir köprüydü o.
> Ve şimdi o köprü yıkıldı.
> Ama bazen, yıkılan köprülerin altından en berrak su akar.”
---
9. Kapanış: Forumun Yeni Sessizliği
O başlık artık kimseye ait değildi.
Her yeni üye o hikâyeyi okur, kendi yorumunu yazar, sonra susardı.
Tıpkı Mustafa gibi.
Belki gerçekten öldü,
Belki bir stratejiyle görünmez oldu.
Ama bir gerçek vardı:
Forumda hâlâ onun sessizliği dolaşıyordu —
bir mantığın yankısı, bir kalbin izi gibi.
O gece forumda sessizlik hâkimdi. Herkesin avatarı griye dönmüş, yazılar eski başlıkların altına sinmişti. Saat 23:47’de “GölgeYazar” adlı bir kullanıcı yeni bir konu açtı:
> “Arkadaşlar… Mustafa Çalık öldü mü?”
Kimse cevap vermedi önce. Sonra ekranın altındaki ‘yazıyor…’ ibaresi belirdi. Ve forumun en eski üyelerinden “BirDemliÇay” söze girdi.
---
1. Mesaj: Sessizliğin İçinden Gelen Hikâye
“Bir zamanlar Mustafa Çalık diye bir adam vardı,” diye başladı BirDemliÇay.
“Biz onu burada tanıdık, forumun en sade, en az konuşan ama en çok düşünen adamıydı. Çoğumuz tartışırken o strateji kurardı. Bir cümle yazar, sonra günlerce sessiz kalırdı. Ama o tek cümle herkesin fikrini değiştirirdi.”
BirDemliÇay’ın yazısı ilerledikçe, sayfaya bir melankoli çöktü. Kimse cevap yazmadı ama herkes okudu.
---
2. Mesaj: Erkeklerin Mantığı, Kadınların Kalbi
Araya “MaviPapatya” girdi:
> “Onu ben de hatırlıyorum. Hep soğukkanlıydı. Her şeyin çözümünü akılla arardı. Ben duygularla konuşurdum, o planla yanıt verirdi. Bir keresinde, ‘Empati seni dinletir, strateji seni değiştirir’ demişti. O söz hâlâ aklımda.”
Forumun kadın üyeleri genelde Mustafa’nın bu yönüne sinir olurdu. Onların gözünde o bir satranç oyuncusuydu; duyguların değil, hamlelerin adamıydı. Ama yine de, kimse onu reddedemezdi.
Kadınlar hisle yaklaşır, erkekler akılla çözmeye çalışırdı burada. Bu forum sanki iki dünyanın sessiz çekişmesiydi.
---
3. Mesaj: Kaybolan Bir Akıl, Kalan Bir Hikâye
“Yalnız bir gün…” diye devam etti “GeceBekçisi”.
“Bir gün Mustafa, ‘Artık konuşmanın anlamı yok,’ dedi.
O günden sonra yazmadı. Hesabı silindi mi, kendisi mi sildi, bilmiyoruz.”
Forumda o gün kimse yeni konu açmadı.
Bir erkek stratejisini tamamlamış, bir kadın yarım kalmış bir cümle gibi hissetmişti.
Mustafa yoktu, ama her konu başlığında onun mantığı, onun sessizliği kalmıştı.
---
4. Mesaj: Strateji ile Empatinin Çatışması
Yeni bir kullanıcı, “AnalitikAdam” nick’iyle yazdı:
> “Mustafa yaşasaydı bu kadar duygusal konuşmazdınız. Ölüm dediğiniz şeyin bile bir nedeni vardır. İnsanlar kaybolmaz; sadece farklı bir çözüm yolu bulurlar.”
Bu yazıya “MaviPapatya” hemen cevap verdi:
> “Senin gibi düşünenler, hep kayıpları hesapla ölçüyor. Oysa bazen birini hatırlamak bile stratejinin dışında kalmalı. Kalp, denklem tutmaz.”
O anda forum ikiye bölündü.
Erkekler, mantığın ışığında konuştu;
Kadınlar, kalbin sıcaklığında direndi.
Ve herkes bir Mustafa Çalık anısı anlattı:
Kimine göre bir dosttu, kimine göre bir bilge, kimine göre bir muamma.
---
5. Mesaj: “Belki Ölmedi, Sadece Çekildi”
Forumun en gizemli üyesi “SessizHarita” sabaha karşı yazdı:
> “Birini kaybetmekle, birinin sessizliğini duymamak aynı şey değildir. Mustafa ölmedi belki. Sadece konuşmamayı seçti.”
Bu mesajın ardından sayfa bir kez daha canlandı.
Bazıları onun gerçekten öldüğüne, bazıları ise başka bir kimlikle hâlâ forumda olduğuna inanıyordu.
“Belki de aramızda,” diyenler oldu.
Ve her yeni kullanıcıya şu soru soruldu:
> “Sen Mustafa mısın?”
---
6. Mesaj: Mantığın Ardında Kalan Boşluk
“Zekâ bazen yalnız bırakır insanı,” yazdı “GeceBekçisi”.
“Mustafa her şeyi çözmeye çalıştı. Ama insan kalbini çözemezsin. Kadınların hissettiği o duygusal ağ, erkeklerin stratejik zekâsını bile sarıp boğar. Belki de bu yüzden gitti.”
BirDemliÇay tekrar yazdı:
> “Bir gün bana demişti: ‘Her çözüm bir kaybı gizler.’
> Şimdi düşünüyorum da, belki de kendi kaybını çözmeye çalışırken yok oldu.”
Forumun içinde derin bir sessizlik oldu. Sanki herkes kendi Mustafa’sını kaybetmişti.
---
7. Mesaj: Kadınların Kalbinde, Erkeklerin Akıl Defterinde
Kadın üyeler, Mustafa’nın yokluğunu duygusal bir yara gibi taşıdı.
Onlar için o, bir “duyulmayan ses”ti.
Erkek üyeler içinse, bir “çözülemeyen denklem”.
Bir gün forumun arayüzü değiştiğinde, eski başlıklar silindi.
Ama “Mustafa Çalık öldü mü?” başlığı kaldı.
Silinmedi.
Çünkü her yeni tartışma o sorunun altına dönüyordu:
Yaşamak mı önemliydi, yoksa iz bırakmak mı?
---
8. Mesaj: Son Söz
“BirDemliÇay” son kez yazdı:
> “Mustafa belki öldü, belki de sadece kendi sessizliğine sığındı.
> Ama biz burada, onun bıraktığı stratejilerle, onun açtığı duygusal yarıklarla yaşıyoruz.
> Erkek aklının soğukluğu, kadın kalbinin sıcaklığı arasında bir köprüydü o.
> Ve şimdi o köprü yıkıldı.
> Ama bazen, yıkılan köprülerin altından en berrak su akar.”
---
9. Kapanış: Forumun Yeni Sessizliği
O başlık artık kimseye ait değildi.
Her yeni üye o hikâyeyi okur, kendi yorumunu yazar, sonra susardı.
Tıpkı Mustafa gibi.
Belki gerçekten öldü,
Belki bir stratejiyle görünmez oldu.
Ama bir gerçek vardı:
Forumda hâlâ onun sessizliği dolaşıyordu —
bir mantığın yankısı, bir kalbin izi gibi.