Bir Gün Oğlum Beni Anlayacak mı?
Merhaba değerli forumdaşlar,
Bugün sizlerle biraz içimi dökmek istiyorum. Hem bir anne olarak hem de bu süreçte her anını yaşarken, erkeklerin ve kadınların nasıl farklı bir bakış açısına sahip olduklarına dair düşündüklerimi paylaşacağım. Başlık belki biraz teknik gelebilir ama inanın konuyu bir yerden yakaladığınızda bambaşka bir hâl alıyor. Gelin, hep birlikte bu süreçte farklı bakış açılarını keşfedelim.
7 Ay, Tam 28 Hafta… Ama Ne Anlama Geliyor?
Yedi aylık hamilelik, aslında 28 hafta demek. Bunu öğrendiğimde, küçük bir çocuk gibi şaşırmıştım. Zihnimde hemen “Ama bu ne demek?” diye sormuştum. Hamileliğin ilk haftalarındaki belirsizlikten, günlerce o beklenen dönemin ne zaman geldiğine kadar her şey kafamda bir karmaşa gibiydi. İşin içine her an değişen bedenim ve duygusal dalgalanmalar girince, sorularım birbiri ardına gelmeye başlamıştı.
Bunu anlatmak isterken bir yandan da fark ettim ki, erkekler ve kadınlar arasındaki farklar burada da kendini gösteriyor. Evet, ilk defa bir baba adayı olduğunda erkekler, genellikle sorunun cevabını çözmeye, ne zaman ne olacağına odaklanmaya çalışır. Tıpkı eşim gibi…
Oğlumun Babası, Planlarıyla: “7 Ay, Yani 28 Hafta”
Eşimle, ilk kez hamilelik sürecine başladığımızda, birbirimize her konuda soru sorardık. Ama onun bir şey söylemesi beni hep biraz güldürürdü. “Yani 7. aya girdiğinde, bu tam 28 hafta eder değil mi?” diyordu. Her zaman olduğu gibi, çözüm odaklı, net ve matematiksel… O günlerde, hamileliğin haftalarının nasıl geçtiği konusunda hiçbir fikri yoktu. Evet, bunu kabullenmek kolay değil ama o gerçekten sadece "ne zaman ne olur" sorularına odaklanmıştı. Ona göre her şeyin bir planı, bir programı olmalıydı.
Oysa ben… Benim için bu sadece bir sayı değildi. Her hafta, her günün içinde, kendi içimde bir dünyayı taşıdım. Hislerim, bedensel değişimlerim, etrafımdaki insanlar ve her an büyüyen karnım… Hepsi sanki bambaşka bir dil konuşuyordu.
Eşim hep "Tamam, 28 hafta daha var" dese de, ben her hafta, her anın aslında ne kadar değerli olduğunu fark ettim. Hamileliğin 7. ayı, aslında tam anlamıyla bedenimin değiştiği, bebeğimi daha çok hissetmeye başladığım bir dönemdi. Oğlumun hareketlerini daha sık ve belirgin şekilde hissetmek, yedi ayın sonunda her şeyin biraz daha belirginleşmesi, o ayların içine girdiğimde bana çok farklı anlamlar yüklemeye başlamıştı.
Kadınlar Empatiktir, Erkekler Hesap Yapmayı Sever
Bunu bir gün eşime anlatmaya çalıştım. “Biliyor musun, 28 hafta o kadar önemli bir şey ki, her anı farklı bir şekilde hissediyorum. Oğlum büyüyor ve ben her an bir değişim içindeyim.” diye başladım. Eşim, hemen bir hesap yapmaya başladı. “Evet ama biz daha iki ay var, 8. ayda her şey hazır olur, değil mi? Ya da hastaneye gitmek için 32. hafta geçince bir sürü hazırlık yapmamız lazım” diyordu. Plan, program, her şeyin ne zaman yapılacağı…
Benim içinse bu süreç, yalnızca hesaplarla ölçülemezdi. Her anı bir şekilde, bir duygu ile hatırlayacağım. Bebeğimle ilk defa birden çok hareketini hissettiğimde, eşim “Aa, herhalde bebeğin mide bulandı, çok hareket ediyor” demişti. Oysa ben o anı, oğlumla birbirimizi daha çok hissettiğimiz bir bağ olarak kabul etmiştim. O an çok özel bir duyguydu, ona nasıl anlatabilirdim ki?
Evet, belki de babalar için her şeyin bir mantığı ve kesin zamanı vardı ama biz anneler, bu yolculuğa hem bedenen hem de duygusal olarak çok daha derin bir bağla bağlıydık. Bebeğim benim içimde bir dünya kurarken, ben her geçen hafta ona daha çok âşık oluyordum.
Bebeğime Seslenişim: “Birlikte Büyüyoruz”
Her geçen gün, her geçen hafta, oğlumla daha çok bir bağ kurduğumu hissettim. Yedi ay sonunda, sadece 28 hafta geçmişti ama benim içimde yıllar gibi büyümüştü her şey.
Belki de erkeklerin bakış açısı, bu süreci daha çok bir görev gibi görmeleriydi. Ama ben… Ben sadece onu hissedebiliyordum. Her gün, her gece, her sabah… Oğlumun tek bir hareketi bile bana o kadar çok şey anlatıyordu. Bedenim değiştikçe, ruhum da bir başka hâl alıyordu. Eşim, haftaları hesaplayarak planlar yaparken, ben her anı hissetmeye, onunla birlikte büyümeye devam ediyordum.
Bugün size bu yazıyı yazarken, bu 28 hafta beni öylesine derinden etkiledi ki, kelimelerle anlatmak gerçekten zor. Ama eminim, bir gün oğlum büyüdüğünde ve kendi anneliği ya da babalığı yolculuğuna çıktığında, belki de “7. ay, 28 hafta”yı düşündüğünde, bana hak verecek. Hem fiziksel hem de duygusal olarak bir hamileliğin nasıl bir yolculuk olduğunu bir gün anlayacak.
Sizler Ne Düşünüyorsunuz?
Hamilelik sürecinde siz de benzer duyguları yaşadınız mı? Erkeklerin ve kadınların bakış açıları gerçekten farklı mı? Eşimle benim deneyimlerim benzer olan ya da farklı olan forumdaşların görüşlerini duymak çok isterim. Bu konuda düşüncelerinizi paylaşırsanız, gerçekten çok sevinirim.
Merhaba değerli forumdaşlar,
Bugün sizlerle biraz içimi dökmek istiyorum. Hem bir anne olarak hem de bu süreçte her anını yaşarken, erkeklerin ve kadınların nasıl farklı bir bakış açısına sahip olduklarına dair düşündüklerimi paylaşacağım. Başlık belki biraz teknik gelebilir ama inanın konuyu bir yerden yakaladığınızda bambaşka bir hâl alıyor. Gelin, hep birlikte bu süreçte farklı bakış açılarını keşfedelim.
7 Ay, Tam 28 Hafta… Ama Ne Anlama Geliyor?
Yedi aylık hamilelik, aslında 28 hafta demek. Bunu öğrendiğimde, küçük bir çocuk gibi şaşırmıştım. Zihnimde hemen “Ama bu ne demek?” diye sormuştum. Hamileliğin ilk haftalarındaki belirsizlikten, günlerce o beklenen dönemin ne zaman geldiğine kadar her şey kafamda bir karmaşa gibiydi. İşin içine her an değişen bedenim ve duygusal dalgalanmalar girince, sorularım birbiri ardına gelmeye başlamıştı.
Bunu anlatmak isterken bir yandan da fark ettim ki, erkekler ve kadınlar arasındaki farklar burada da kendini gösteriyor. Evet, ilk defa bir baba adayı olduğunda erkekler, genellikle sorunun cevabını çözmeye, ne zaman ne olacağına odaklanmaya çalışır. Tıpkı eşim gibi…
Oğlumun Babası, Planlarıyla: “7 Ay, Yani 28 Hafta”
Eşimle, ilk kez hamilelik sürecine başladığımızda, birbirimize her konuda soru sorardık. Ama onun bir şey söylemesi beni hep biraz güldürürdü. “Yani 7. aya girdiğinde, bu tam 28 hafta eder değil mi?” diyordu. Her zaman olduğu gibi, çözüm odaklı, net ve matematiksel… O günlerde, hamileliğin haftalarının nasıl geçtiği konusunda hiçbir fikri yoktu. Evet, bunu kabullenmek kolay değil ama o gerçekten sadece "ne zaman ne olur" sorularına odaklanmıştı. Ona göre her şeyin bir planı, bir programı olmalıydı.
Oysa ben… Benim için bu sadece bir sayı değildi. Her hafta, her günün içinde, kendi içimde bir dünyayı taşıdım. Hislerim, bedensel değişimlerim, etrafımdaki insanlar ve her an büyüyen karnım… Hepsi sanki bambaşka bir dil konuşuyordu.
Eşim hep "Tamam, 28 hafta daha var" dese de, ben her hafta, her anın aslında ne kadar değerli olduğunu fark ettim. Hamileliğin 7. ayı, aslında tam anlamıyla bedenimin değiştiği, bebeğimi daha çok hissetmeye başladığım bir dönemdi. Oğlumun hareketlerini daha sık ve belirgin şekilde hissetmek, yedi ayın sonunda her şeyin biraz daha belirginleşmesi, o ayların içine girdiğimde bana çok farklı anlamlar yüklemeye başlamıştı.
Kadınlar Empatiktir, Erkekler Hesap Yapmayı Sever
Bunu bir gün eşime anlatmaya çalıştım. “Biliyor musun, 28 hafta o kadar önemli bir şey ki, her anı farklı bir şekilde hissediyorum. Oğlum büyüyor ve ben her an bir değişim içindeyim.” diye başladım. Eşim, hemen bir hesap yapmaya başladı. “Evet ama biz daha iki ay var, 8. ayda her şey hazır olur, değil mi? Ya da hastaneye gitmek için 32. hafta geçince bir sürü hazırlık yapmamız lazım” diyordu. Plan, program, her şeyin ne zaman yapılacağı…
Benim içinse bu süreç, yalnızca hesaplarla ölçülemezdi. Her anı bir şekilde, bir duygu ile hatırlayacağım. Bebeğimle ilk defa birden çok hareketini hissettiğimde, eşim “Aa, herhalde bebeğin mide bulandı, çok hareket ediyor” demişti. Oysa ben o anı, oğlumla birbirimizi daha çok hissettiğimiz bir bağ olarak kabul etmiştim. O an çok özel bir duyguydu, ona nasıl anlatabilirdim ki?
Evet, belki de babalar için her şeyin bir mantığı ve kesin zamanı vardı ama biz anneler, bu yolculuğa hem bedenen hem de duygusal olarak çok daha derin bir bağla bağlıydık. Bebeğim benim içimde bir dünya kurarken, ben her geçen hafta ona daha çok âşık oluyordum.
Bebeğime Seslenişim: “Birlikte Büyüyoruz”
Her geçen gün, her geçen hafta, oğlumla daha çok bir bağ kurduğumu hissettim. Yedi ay sonunda, sadece 28 hafta geçmişti ama benim içimde yıllar gibi büyümüştü her şey.
Belki de erkeklerin bakış açısı, bu süreci daha çok bir görev gibi görmeleriydi. Ama ben… Ben sadece onu hissedebiliyordum. Her gün, her gece, her sabah… Oğlumun tek bir hareketi bile bana o kadar çok şey anlatıyordu. Bedenim değiştikçe, ruhum da bir başka hâl alıyordu. Eşim, haftaları hesaplayarak planlar yaparken, ben her anı hissetmeye, onunla birlikte büyümeye devam ediyordum.
Bugün size bu yazıyı yazarken, bu 28 hafta beni öylesine derinden etkiledi ki, kelimelerle anlatmak gerçekten zor. Ama eminim, bir gün oğlum büyüdüğünde ve kendi anneliği ya da babalığı yolculuğuna çıktığında, belki de “7. ay, 28 hafta”yı düşündüğünde, bana hak verecek. Hem fiziksel hem de duygusal olarak bir hamileliğin nasıl bir yolculuk olduğunu bir gün anlayacak.
Sizler Ne Düşünüyorsunuz?
Hamilelik sürecinde siz de benzer duyguları yaşadınız mı? Erkeklerin ve kadınların bakış açıları gerçekten farklı mı? Eşimle benim deneyimlerim benzer olan ya da farklı olan forumdaşların görüşlerini duymak çok isterim. Bu konuda düşüncelerinizi paylaşırsanız, gerçekten çok sevinirim.